Geçtiğimiz günlerde bir yerde çay içmeye gittik arkadaşlarla..
O sırada yanımda oturan arkadaş, arkada oturan bir siyasiyi gösterdi..
Ben bile fark etmemiştim.. Oturduktan sonra yaklaşık 20 dakika geçmişti ki; arkadaş 'kulağıma söyledi'..
Döndün baktım..
Halen aktif siyasetin içinde olmasına ve Türkiye'nin en önemli çatısının altında temsil görevi olan' bir siyasi 'sadece bir kişi ile birlikte' oturuyordu..
İzledim kendisini ve oturduğumuz yere gelenleri..
Kimsenin dikkatini çekmiyordu; gerçekten..
O da onun farkındaydı...
Oysa çok önemli makamlarda bulunmuştu. Her siyasiye çok nasip olmayacak makamlarda..
Seçmeniyle ne kadar bütünleşmiş, ne kadar iç içe olmuş, ne kadar sorunlarını dinlemiş, ne kadar katkısı olmuş ve bana göre en önemlisi 'Ne kadar seviliyor' karnesiydi aslında..
Ona olan ilgisizlikten inanın ben bile sıkıldım..
Görevin aktif olduğu zamanlarda 'halkın seviyesine inmesini bilmeyenlerin’ kaçınılmaz sonudur bir bakıma yaşanan..
Bir kaç yıl sonra 'hiç fark edilmeyeceğinin de' göstergesi gibi..
Üzücü bir durum aslında..
Nice siyasiler gördük..
Görevde olsun olmasın, ilgi odağı olan..
Çok daha altta yerelde görev bir çok siyasi ya da bürokratın bile çevresinde sevgi çemberi oluşurken..
Neden, acaba diye sordum..
Yanıtları netti bir bakıma..
En iyi de kendisi biliyordu elbette...
Seçmene, seçmen olarak değil, benim vatandaşım diye 'ayrıştırmadan' yaklaşmak ve bakmakla ilgili olanlar..
Yalnızlık değildi onun ki bir bakıma..
Belki de önemsenmemekti..
Zor bir durumdu..
O da fazla dayanamadı zaten içinde bulunduğu duruma..
İki, bir ara üç kişi oldu ama kısa sürdü..
Sonra da 'tek başına oradan ayrıldığını gördüm'.. Çıkarken tam son masada oturan biriyle tokalaşarak ayrıldı..
Zor bir durumdu.. Ondan fazla ben sıkıldım..
Ama onun ne düşündüğünü anlayabiliyorum..
İktidar olmak çok önemli değildir çünkü..
Önemli olan 'Muktedir' olmaktır..
Yani sözlük anlamıyla 'Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, erkli' olmaktır..
O yoksa, 'güç olsa ne yazar'..
Sahte alkışlarla karşılanır, 'yapayalnız' gidersin..
Hepsi bu..